Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV
Anasayfa e Kitap Hayatı Fotoğraflar Kitaplar Linkler Ses Nükteleri Şiirler Yazılar Ziyaretçi Salavat English
Ramazan ve oruçları

Peygamberimizin Ramazanı ve Oruçları

Bölüm 3

PEYGAMBERİMİZİN NAFİLE ORUÇLARI

Nafile oruçlar

Peygamber Efendimizin Ramazan ayının dışında tutmuş olduğu oruçlar vardır. Bu oruçlar genel anlamıyla nâfile oruçlardır. Yani farz olmayan oruçlardır. Nafile ibadetlere, sünnet, müstehap ve mendup da denir.

Esas olarak nafile ibadetler, yapıldığı zaman sevap kazanılan, yapılmadığı zaman da bir cezası gerekmeyen şeylerdir.

Yoksa nafile Türkçede kullanıldığı gibi “gereksiz, faydasız, boş şeyler” anlamında davranışlar değildir.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, bu anlamda yıl içinde belli aylarda ve günlerde nafile oruçlar tutmuş, tutulma­sını tavsiye etmiş, fazilet ve sevabından söz etmiştir. Sa­ha­biler de Resulullah’tan gördükleri biçimde bu oruçları tut­muşlardır.

Hicrî yılın başından itibaren bu oruçlar hakkında rivayet edilen hadisler ve Peygamberimizin bizzat uygulamaları şu şekildedir:

Enes Radiyallâhu Anh anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, bazen olurdu bir ay boyu oruç tutmazdı ve o aydan hiç oruç tutmayacağını zannederdik. Bazen de (öylesine ara vermeden) tutardı ki, o aydan hiç bir günü oruçsuz geçirmeyecek zannederdik.” (Buhari, Savm: 53, Teheccüd: 11; Müslim, Sıyâm: 180; Tirmizî, Savm: 57)

***

İbni Abbâs Radiyallâhu Anhümâ anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, Ramazan dışında hiçbir ayı tam olarak oruçlu geçirmedi.” (Buhari, Savm: 53; Müslim, Savm: 178; Nesâi, Savm: 70)

Şevval ayı, altı gün orucu

Eyyub Radiyallahu anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilâve ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur.” (Müslim, Sıyâm: 204; Tirmizî, Savm: 53; Ebu Dâvud, Savm: 58)

***

Ramazan ayı biter bitmez, hemen Şevval ayı girer. Ramazan Bayramının ilk günü Şevval’in de birinci günüdür. Bunun için bu ilk gün oruç tutulmaz, bayramdır, dolayısıyla caiz değildir. Bayramın ikinci gününden sonra Zilkade ayı girinceye kadar altı gün oruç tutulabilir. Hiç ara vermeden art arda tutmak da şart değildir. İsteyen art arda tutar, isteyen aralıklarla tutabilir.

Zilhicce ayı orucu

Ebû Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resu­lul­lah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

“Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.”  (İbni Mâce, Sıyam: 39)

***

Hadiste belirtilen Zilhicce’nin ilk on gününden maksat ilk dokuz günüdür. Çünkü Zilhicce’nin onuncu günü Kurban Bay­ramının birinci günü olduğu için bugün oruç tutmak caiz değildir. Müstehap olan oruç, Kurban Bayramından önceki ilk dokuz gündür.

Zaten şu hadis-i şerif de bu konuyu açıklıyor:

Huneyde ibni Halid, hanımından, o da Resulullah Sallal­lâ­hu Aleyhi Vesellemin bazı hanımlarından rivayet ediyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Zilhicce ayının dokuz gününü, Âşura gününü, her aydan üç gün ve ayın ilk Pazartesi ve Perşembe gününü oruçlu geçirirdi.” (Ebû Dâvud, Savm: 61)

***

Hac günlerinde oruç tutmak

Abdullah ibni Amr Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemin, “Nuh Aleyhis­selâm, Ramazan ve Kurban bayramları dışında yıl orucu tutmuştur” dediğini işittim. (Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, 17:164)

***

Ebu Saîd Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“İki günde oruç câiz olmaz: Fıtır günü (Ramazan bayramının birinci günü) ve Nahr günü (Kurban Bayramı günü).” (Buhari, Savm: 67, Fadlu’s-Salât: 6, Cezâu’s-Sayd: 26; Müslim, Sıyâm: 288; Ebu Dâvud, Savm: 48

***

Ukbe ibni Âmir Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri, biz Müslüman­ların bayramıdır. Bu günler yeme-içme günleridir.” (Ebu Dâvud, Savm: 49; Tirmizî; Savm: 59; Nesâi, Menâsik: 195)

***

Nübeyşe el-Hüzeli Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Teşrik günleri, yeme-içme ve Allah’ı zikretme günleridir.”  (Müslim, Siyâm: 144)

Teşrik günleri Arefe günü ve Kurban Bayramı günleridir.

Peygamberimiz arefe günü

oruç tutar mıydı?

Ebu Katade Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

“Arefe günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın gü­nahlarına keffaret olacağına Allah’ın rahmetinden ümidim var.” (Tirmizî, Savm: 46; İbni Mâce, Sıyâm: 40; Müslim, Sıyâm: 196)

***

Atâ el-Horasânî Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman, Arefe günü Hz. Âişe’­nin huzuruna girdi. Hz. Âişe oruçlu idi. Hararetten dolayı üze­rine su serpiliyordu. Abdurrahman ona, “Orucunu boz” dedi.

Hz. Âişe Radiyallâhu Anhâ:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, ‘Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önceki senenin günahlarına keffaret olur’ dediğini işittiğim halde iftar mı edeyim?’ dedi.” (et-Tergib ve’t-Terhîb, 2:112)

***

Beyhakî’nin bir rivâyetine göre ise Hz. Âişe Radiyallâhu Anhâ şöyle demiştir:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

“Arefe günü oruç tutmak, bin gün oruç tutmak gibidir.” (et-Tergib ve’t-Terhîb, 2:112)

***

Yalnız Arefe günü oruç tutmak o sene hacca gitmeyenler içindir. Yani Arefe günü Arafat vakfesinde bulunmayanlar içindir. Bu husustaki hadis-i şerif şöyledir:

Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Arefe günü Arafat’ta oruç tutmayı yasakladı.” (Ebu Dâvud, Savm: 63)

***

Hâris binti Ümmü’l-Fazl rivayet ediyor:

Arafat’ta Arefe günü insanlar Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemin orucu hakkında ihtilafa düştüler. Bazısı, “O oruçludur” dedi, bazısı da, “Hayır, oruçlu değildir” dedi.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Arafat’ta devesi üzerinde vakfede iken ona bir bardak süt gönderdim de o­nu içti.  (Müslim, Sıyam: 110-111)

***

Hadis âlimlerinin bu husustaki açıklamaları şöyledir:

Hafız der ki: “Âlimler, Arefe günü Arafat’ta oruç tutulmasında ihtilaf ettiler.”

İbni Ömer dedi ki: “Resulullah Sallallâhu Aleyhi Ve­sel­lem, Ebu Bekir, Ömer ve Osman, Arefe günü oruç tutmadılar, ben de tutmuyorum.”

İmam Malik ile İmam Sevri oruç tutmayı tercih ediyorlardı.

Abdullah ibni Zübeyir ile Hz. Âişe, Arefe günü oruç tutmaya meylediyorlardı.

Atâ, “Kışın tutarım, yazın tutmam” diyordu.

Katade ise, “Arafat’ta duâdan zayıf düşürmezse oruç tutulmasında bir beis yoktur” diyordu.

İmam Şâfii, “Hacıların dışındakilere Arefe günü oruç tutmak müstehaptır. Hacılara gelince, duâ yapmak için kuvvet vermesinden dolayı yemesi bana göre daha iyidir” dedi.

İmam Ahmed ise, “Oruç tutmaya gücü yeterse tutar, şâyet yerse bu durum kuvvete ihtiyaç duyduğu bir gündür” dedi.

Muharrem ayı ve Âşura günü orucu

İbni Abbas Radiyallâhu Anhümâ rivayet ediyor:

Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Medine’ye hic­ret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.

“Bu ne orucudur?” diye sordu.

Yahudiler, “Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kur­tar­dığı, Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa Aley­his­selâm şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler.

Bunun üzerine Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem da, “Biz, Musa’nın sünnetini ihyâya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz” buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti. (Ebû Dâvud, Savm: 64)

***

Bu hususta Hazret-i Âişe Validemiz diyor ki:

“Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem de buna uygun hareket ediyordu.

“Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirdi ve başkalarına da emretti. Fakat Rama­zan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tut­mayı bıraktı.

“Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı.” (Buhari, Savm: 69)

***

Bu hususta başka bir rivayet de şöyledir:

Kays ibni Sa’d ibni Ubâde Radiyallâhu Anhümâ anlatıyor:

“Biz Âşura günü oruç tutuyor ve sadakasını ödüyorduk. Ramazan orucunun farz oluşu ve zekat emri inince artık onunla emredilmedik, ondan yasaklanmadık da, biz onu yapıyorduk.” (Nesai, Zekat: 35)

***

Âşura orucunun fazileti hakkında da şu meâlde hadisler zikredilmektedir.

Bir zat Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Veselleme geldi ve sordu:

“Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?”

Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu. (Tirmizî, Savm: 40)

***

Yine Tirmizî’de geçen bir hadiste Peygamberimiz Sallallâ­hu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:

“Âşura gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum.” (Tirmizî, Savm: 47)

***

“Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” (İbni Mâce, Sıyam: 43) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade ediyor.

Bu hadisin açıklamasında İmam-ı Gazalî, “Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamından da ümit edilir” demektedir.

Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem’in dokuzuncu, o­nun­cu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiş­tir.

Haram aylar ve Recep ayı orucu

Abbâd ibni Hanif anlatıyor:

Sa’id ibni Cübeyr Rahime­hul­laha, Recep ayındaki oruçtan sordum. Bana şu cevabı verdi:

İbni Abbas Radıyallahu Anhümâyı dinledim, şöyle demişti:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Recep ayında, bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz, ‘(Galiba) hiç yemeyecek (ayın her gününde tutacak)’ derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi ki biz, ‘(Galiba) hiç tutmayacak’ derdik.” (Buhari, Savm: 53; Müslim, Siyâm: 179; Ebû Dâvud, Savm 55)

***

Mucesetü’l-Bahilî Radiyallâhu Anh rivayet ediyor.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

“Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak, haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve bırak.”

Bâhilî diyor ki:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem ‘Tut’ dedikçe, üç parmağını yumdu, ‘Bırak’ deyince de üç parmağını bıraktı.” (Ebû Davud, Savm: 54)

Böylece Peygamberimizin o zata, “Üç gün tut, üç gün ara ver” dediği anlaşılıyor.

Haram ayları, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır.

Recep ayında devamlı olarak bir ay boyu oruç tutmak uygun görülmüyor. Bunun sebebi, Recep ayının Ramazan ayına benzemesinden kaçınılmasıdır.

Şaban ayı orucu

Enes Radiyallâhu Anha rivayet ediyor:

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellemden sordular:

“Ya Resulallah, Ramazan’dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydır?”

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“Ramazan’ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şaban’da tutulan oruçtur” cevabını verdi. (Tirmizî, Zekât: 28)

Başta Hz. Âişe Validemiz olmak üzere sahabilerin beyanına göre, Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bazen Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi.

***

Hz. Âişe Validemiz Radiyallâhu Anhâ anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bazı aylarda çok oruç tutardı. Hatta biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hatta biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik.

“Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellemin Ramazan’dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Hiçbir ayda da Şaban ayında tuttuğundan daha fazla oruç tuttuğunu görmedim.” (Buhari, Savm: 51, Ebû Dâvud, Savm: 59)

***

Hz. Âişe başka bir rivâyetinde bu konuda şunları söy­lü­yor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem senenin hiçbir ayın­da Şaban ayındakinden fazla oruç tutmazdı ve şöyle buyururdu:

“Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.” (Müslim, Sıyam: 177)

Yine Hz. Âişe, İbni Mâce’de geçen başka bir rivâyette de, “O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek sonunda Şaban’ı Ramazan’la birleştirirdi” diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade ediyor. (İbni Mâce, Savm: 4)

Her iki rivâyetten, Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın câiz olacağı hükmü çıkarılıyor.

***

Üsame ibni Zeyd Radiyallâhu Anhümâ da bu konuda Resulullah Sallallâhu Aleyhi Veselleme şu soruyu soruyor:

“Yâ Resulallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim.”

Peygamber Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

“Recep ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rab­bi­ne bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” (Neseî, Savm: 70)

Zaten Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesel­lem diğer aylara göre Şaban’da daha çok ibadet ederdi.

“Şaban benim ayımdır”, “Şaban günahları temizleyendir” buyurarak Şaban ayının değerini yüceltirdi. (Keşfu’l-Hafâ, 2:9)

Hz. Davud orucu nasıldı?

Abdullah ibni Amr ibni Âs Radiyallâhu Anhümâ anlatıyor:

Ben her gün oruç tutuyor, her gece de Kur’ân okuyor­dum, hatmediyordum. Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesel­le­me ben yanındayken benim halim anlatıldı, yahut o bana bir haberci yolladı da bunun üzerine kendisine gittim. Yanına varınca bana:

“Ey Abdullah, her gün oruç tuttuğun ve her gece Kur’ân okuduğun bana haber verilmedi mi sanırsın?” buyurdu.

“Evet, yâ Resulallah, öyle yapıyorum ve bununla hayırdan başka bir niyetim yoktur” dedim.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Her aydan üç gün oruç tutman, şüphesiz sana yeterlidir.”

Ben, “Yâ Resulallah, ben bundan daha fazlasına güç yeti­re­bilirim” dedim.

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

“Şüphe yok ki, eşinin, senin üzerinde bir hakkı vardır.

“Ziyaretçilerinin senin üzerinde bir hakkı vardır.

“Bedeninin senin üzerinde bir hakkı vardır.

“Bütün bu hakları yerine getirerek Allah’ın peygamberi Da­vud Aleyhisselâmın orucunu tut. Çünkü Davud Aleyhis­se­lâm insanların en çok ibadet edeniydi.”

Ben, “Yâ Resulallah, Davud Aleyhisselâmın orucu ne ka­dar­dı?” diye sordum.

“Davud Aleyhisselâm bir gün tutar, bir gün tutmazdı” dedi.

Sonra, “Ayda bir Kur’ân’ı okuyup hatmeyle” buyurdu.

“Yâ Resulallah ben bundan daha fazlasını yapabilirim” dedim.

“Öyleyse yirmi günde bir okuyup hatmeyle” buyurdu.

“Yâ Resulallah, ben bundan daha hızlı okuyabilirim” dedim.

“Öyleyse Kur’ân’ı on günde bir okuyup hatmeyle” buyurdu.

“Yâ Resulallah, ben bundan daha fazlasını okuyabilirim” dedim.

“Öyleyse yedi günde bir okuyup hatmeyle,” buyurdu. “Artık bundan fazlasını da yapma. Çünkü eşinin senin üzerin­de bir hakkı vardır. Ziyaretçilerinin de senin üzerinde bir hakkı vardır. Kendi bedeninin de senin üzerinde bir hak­kı vardır” buyurdu.

Abdullah der ki: “Ben ibadet isteğinde şiddet gösterdikçe benim bu arzum yerine getirildi.”

Yine der ki: “Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bana hitaben, ‘Sen bilmezsin, belki de ömrün uzundur’ buyurdu.”

Yine der ki: “Sonra ben Resulullah Sallallâhu Aleyhi Ve­sel­lemin benim için söylemiş olduğu uzun ömre ulaştım. Yaş­landığım zaman, keşke Resulullah Sallallâhu Aleyhi Ve­sel­lemin bana teklif ettiği ruhsatı kabul etseydim, diye arzu ettim.” (Müslim, Sıyam: 182)

Haftanın günleri

Hz. Âişe Radiyallâhu Anhâ anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Pazartesi ve Perşembe günlerinde oruçla sevap arardı.” (Tirmizî, Savm: 44; Nesai, Savm: 70; İbni Mâce, Sıyam: 42)

***

Hz. Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Ameller Allah Tealaya Pazartesi ve Perşembe günleri arz edilir. Ben amelimin oruçlu olduğum halde arz edilmesini severim.” (Tirmizî, Savm: 44)

Eyyâmu’l-bi’z

(Dolunay günlerinde oruç)

Abdullah ibni Katâde Radi­yal­lâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, bize eyyam-ı bi’zde (yani ayın on üç, on dört ve on beşinci günlerinde) oruç tutmamızı emrederdi ve “Bunlar yıl orucu durumundadır” derdi.” (Ebu Dâvud, Savm: 68; Nesâi, Savm: 83)

***

İbni Abbâs Radiyallâhu Anhümâ anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem eyyâmu’l-bi’zde oruç tutmayı, mukim halde de, seferde iken de bırakmaz­dı.” (Nesâi, Savm: 70)

Her ayın üç gününde oruç tutmak

Muâzetu’l-Adeviyye anlatıyor:

Hz. Âişe Radiyallâhu Anhâdan sorduın:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem her ay üç gün oruç tutar mıydı?”

“Evet!” diye cevap verdi.

Ben tekrar, “Ayın hangi günlerinde oruç tutardı?” dedim.

“Hangi günde oruç tuttuğuna ehemmiyet vermezdi” diye cevap verdi. (Müslim, Sıyâm: 194; Ebu Dâvud, Savm: 70; Tirmizî, Savm: 54)

***

Ebu Zer Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Kim her ayda üç gün oruç tutarsa, işte bu, yıl orucu olur. Allah Teâlâ bu hususu teyit etmek için Kitabında şu âyeti indirdi:

“‘Kim bir hayır işlerse o kendisinden on misliyle kabul edilir.’ (En’am 160) Bir gün on misliyle kabul ediliyor.” (Tirmizî, Savm: 54; Nesâi, Savm: 82)

Cuma ve Cumartesi günü oruç tutmak

Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Sizden hiç kimse, Cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden veya sonradan oruç tutarsa, bu takdirde Cuma günü de oruç tutabilir.”

Müslim’in bir rivayeti de şöyledir:

“Cuma gecesini diğer geceler arasında gece namazına tahsis etmeyin, Cuma gününü de diğer günler arasında oruç günü olarak tayin etmeyin, ancak birinizin tutmakta olduğu oruç arasına denk gelirse o başka.” (Buhari, Savm: 63; Müslim, Sıyâm: 147, 148; Ebu Dâvud, Savm: 50; Tirmizî, Savm: 42)

***

Abdullah ibni Büsr es-Sülemi, kız kardeşi es-Sammâ Radiyallâhu Anhadan naklediyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Cumartesi günü oruç tutmayın, ancak Allah’ın size farz ettiği şeyde o gün oruç tutarsınız. Biriniz yiyecek bir şey bulamaz da sadece üzüm (asması) kabuğu veya bir ağaç çöpü bulacak olsa, onu ağzında çiğnesin (ve yine de Cumartesi günü oruçlu olmasın).” (Ebu Dâvud, Savm: 51; Tirmizî, Savm: 43; İbni Mâce, Sıyâm: 38)

Yaz günlerinde oruç tutmak

Ebu Bekir ibni Abdurrahman anlatıyor:

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemi oruçlu iken sıcaktan dolayı başına su dökerken gördüm.” (Müsned 3:292, 319)

***

Sıcak yaz günlerde oruç tutarken susuzluğa karşı dayanmak için başa su dökmek, duş almak oruçluyu rahatlatır, günü tamamlamayı kolaylaştırır.

Bu şekilde serinlemek hadiste belirtildiği gibi aynı zaman­da bir sünnet-i seniyyedir, Peygamberimizin uyguladığı bir yoldur.

Kış günlerinde oruç tutmak

Âmir ibni Mes’ud Radıyallahu anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Zahmetsiz ganimet kışta tutulan oruçtur.” (Tirmizî, Savm: 74)

Nafile orucu bozmak ve tutmak

Âişe Radiyallâhu Anhâ anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bir gün bana:

“Yanında (yiyecek) bir şey var mı?” diye sordu.

“Hayır!” demem üzerine:

“Ben oruç tutacağım!” buyurdu.

Yanımdan çıkınca bize bir hediye geldi (veya bize bir grup misafir geldi). Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem eve geri dönünce:

“Ey Allah’ın Resulü bize bir hediye geldi (veya bize ziyaretçiler geldi) sana yiyecek bir şey hazırladım!” dedim.

“Nedir o?” diye sordu.

Ben, “Hays (un, yağ, hurmadan yapılan bir yemek)” dedim.

“Getir onu!” buyurdu.

Ben de getirdim. Sallallâhu Aleyhi Vesellem onu yedi, son­ra:

“Oruçlu olarak sabahlamıştım” buyurdu.

Mücâhid Rahimehullah der ki:

“Bu, malından sadaka çıkaran (veren) adam gibidir. O is­­terse çıkardığı sadakayı verir, isterse vermekten vazgeçer. (Müs­­lim, Sıyâm: 169; Nesâi, Savm: 67; Tirmizî, Savm: 35; Ebu Dâvud, Savm: 72)

Bozulan nafile orucu

gününe gün kaza etmek

Âişe Radiyallâhu Anhâ anlatıyor:

Ben ve Hafsa oruçlu idik. Bize yiyecek hediye edildi. On­dan yedik. Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem yanımıza girdi. Hafsa (cür’ette) babası gibiydi, sözde benden evvel davranıp:

“Ey Allah’ın Resulü, biz, Âişe ve ben nafile oruca niyet etmiş, bu niyetle sabaha kavuşmuştuk. Bize bir yemek hediye edildi. Biz de ondan yedik” dedi.

Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Bunun yerine bir başka gün kaza orucu tutun!” buyurdu. (Muvatta, Sıyam: 50; Ebû Dâvud, Savm: 73; Tirmizî, Savm: 36)

Nafile oruç tutarken davet edilmek

Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Biriniz yemeğe davet edilince, oruçlu ise, ‘Ben oruçlu­yum’ desin.” (Müslim, Sıyâm: 159; Ebû Dâvud, Savm: 76; Tirmizî, Savm: 64; İbni Mâce, Sıyâm: 47)

***

Ümmü Ammâre bintu Ka’b Radiyallâhu Anhânın anlattığına göre:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem yanına girmiş. Am­mare yemek ikram edince, Aleyhissalâtü Vesselâm Efen­dimiz:

“Sen de ye!” demiş.

Kadın, “Ben oruç tutuyorum” deyince Resulullah Sallal­lâ­hu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuş:

“Oruçlu kimse, başkasına ikramda bulunur ve yemeğinden başkaları yerse, onlar yedikleri müddetçe melaike oruçluya rahmet duasında bulunurlar.”

Bir başka rivayette de şöyle denmiştir:

“Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler oruçluya rahmet okurlar.” (Tirmizî, Savm: 67)

Nafile oruç tutanın yanında

yemek yemek

Büreyde Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Bilal Radiyallâhu Anha:

“Yemek ye, ey Bilal!” dedi.

“Ben oruçluyum!” diye karşılık verdi.

Bunun üzerine Sallallâhu Aleyhi Vesellem:

“Biz rızıklarımızı yiyoruz. Bilal’in rızkının fazlı Cennettedir. Ey Bilal! Yanında yemek yenen oruçlunun kemiklerinin tesbih ettiğini ve meleklerin de onun için istiğfarda bulunduğunu hissettin mi?” buyurdular. (Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, 17:173)

Kadının nafile oruç tutması

Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh anlatıyor:

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:

“Kadın, kocası varken izin almadan (nafile) oruç tutmasın.” (Buhari, Nikâh: 84; 86; Müslim, Zekât: 84. Ebû Dâvud, Savm: 74; Tir­mi­zî, Savm: 65)

Ebu Dâvud’un rivayetinde, “Ramazan dışında” ilâvesi var­dır.

Önsöz 1 2 3

Peygamberimizin Ramazanı ve Oruçları

Peygamberimizin Ramazanı ve Oruçları

İçindekiler

Önsöz

PEYGAMBERİMİZİN ÖZEL RAMAZAN GÜNLERİ

PEYGAMBERİMİZDEN RAMAZAN FIKHI

PEYGAMBERİMİZİN NAFİLE ORUÇLARI

Hangi bölümde ne var?

PEYGAMBERİMİZİN ÖZEL RAMAZAN GÜNLERİ

Rahmet ayı Ramazan

Oruç insanı melekleştirir

Ramazan’da bağışlanma

Oruç günaha engeldir

Ramazan temizleyicidir

Sevabı sonsuz bir ibadet

Dengi olmayan ibadet

Kârlı bir ticaret

Oruçlunun Cennet kapısı

Cennetin süslendiği ay

Oruç bedenin zekâtıdır

Oruç sağlık sigortasıdır

Oruç nefsi dizginler

Yardımlaşma ayı Ramazan

Kur’ân ayı Ramazan

Dua ayı Ramazan

Zikir ayı Ramazan

Ayların efendisi Ramazan

İbadetin kapısı oruç

Mükemmel oruç nasıl olur?

Oruçtan kim istifade edemez?

Oruçlu nasıl davranmalı?

Ramazan’da verilen beş nimet

Oruçluya hesap sorulmaz

Oruçlunun uykusu ibadettir

Ramazan’ın değerini bilenler

Sahurun feyiz ve bereketi

Sahur ne zaman sona erer?

Sahurun süresi ve sabah namazının vakti

İftar vakti

İftar ne ile açılır?

Orucu rahat tutmanın dört yolu

İftarı acele etmeli

Peygamberimizin iftar duası

İftar vermenin sevabı

Ramazan’da iftar verene meleklerin duası

Oruç mahşerde şefaat eder

Ramazan sabır ayıdır

Oruçlu Cehennemden uzaktır

Ramazan Cehennemden kurtuluştur

Oruçlu ile Cehennem arasındaki hendek

Ramazan orucu günahları temizler

Ramazan fırsatını kaçıranlar

Ramazan’da umreye gitmek

Ramazan’da umre yapmak hacca denktir

Ramazan umresinin sevabı

Oruç fitneye karşı kefarettir

Ramazan’ın Cennet sevabı

Ramazan’da mü’min-münafık ayrılır

Teravih namazı

Peygamberimizin itikâfı

Ramazan geceleri nasıl ihya edilir?

Kadir Gecesi

Fıtır sadakası (fitre)

Bayram sevinci

 

PEYGAMBERİMİZDEN RAMAZAN FIKHI

 

Oruçlu iken unutarak yiyip içmek

Özürsüz oruç yemenin günahı

Ramazan orucunu tutmamanın cezası

Yolcunun Ramazan orucu

Ramazan’da iftar yapmadan oruç tutmak

Hilâli görerek oruç tutmak ve bayram yapmak

Oruçlu iken misvak kullanmak

Kusmak orucu bozar mı?

Kan aldırmak orucu bozar mı?

Sürme çekmek orucu bozar mı?

Hanımını öpmek orucu bozar mı?

Hamile ve süt emziren kadının durumu

Cünüp olunca oruca devam etmek

Keffaret orucu

 

PEYGAMBERİMİZİN NAFİLE ORUÇLARI

Nafile oruçlar

Şevval ayı, altı gün orucu

Zilhicce ayı orucu

Hac günlerinde oruç tutmak

Peygamberimiz arefe günü oruç tutar mıydı?

Muharrem ayı ve Âşura günü orucu

Haram aylar ve Recep ayı orucu

Şaban ayı orucu

Hz Davud orucu nasıldı?

Haftanın günleri

Eyyâmu’l-bi’z (Dolunay günlerinde oruç)

Her ayın üç gününde oruç tutmak

Cuma ve Cumartesi günü oruç tutmak

Yaz günlerinde oruç tutmak

Kış günlerinde oruç tutmak

Nafile orucu bozmak ve tutmak

Bozulan nafile orucu gününe gün kaza etmek

Nafile oruç tutarken davet edilmek

Nafile oruç tutanın yanında yemek yemek

Kadının nafile oruç tutması