Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

 

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Bir merhamet mürebbisi: Hz. Muhammed (s.a.s.)
 

Prof. Dr. Selim Hancıoğlu

Hoş geldin Efendim
 

Prof. Dr.Hayrettin  Karaman

Peygamberimiz Ve Tıp
 

Prof. Dr. Hüseyin Hatemi

Na't

 

Prof. Dr. İbrahim Canan

Kur'anı Anlamada Sünnet

 
Prof. Dr.İsmail Lütfi Çakan

Riyazüssalihin

 
Prof. Dr .İskender Pala

Hakikatli Sevgili

 
Prof. Dr. Mehmet SOYSALDI
Hz. Peygamber sevgisinin tezahürleri
 
Prof. Dr. Vecdi Akyüz
Peygambere Sevgi ve Saygı
 
Prof.Dr.Ahmet Akgündüz
Peygamberimizin Mektubu
 
Doç. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Hz. Peygamber'in ideal modelliği
 
Doç. Dr. Abdurrahman Dodurgalı
Etkili Din Eğitimi Açısından Hz. Peygamberin Örnekliği
 
Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Eren
Efendimizi Sevmek
 
Abdülaziz Hatip
Peygamber Ve Dua
 

Candan Aziz Peygamber

Ümit Şimşek

Yazarın Şahsi Sitesi

Peygamber, mü’minlere, kendi canlarından daha yakındır.

Ahzâb Sûresi, 33:6

PEYGAMBER ile ümmeti arasındaki gönül bağını en tatlı bir üslûpla ortaya koyan âyetlerden birisi de bu âyettir.

Bu âyette, yaşayan bir peygamber vardır. O, geçmiş bir zamanda ömür sürmüş ve sonra toprağa karışmış, tarih olup gitmiş bir lider değildir. Onun ilişkileri de sadece kendi zamanında, kendi komşuluğunda yaşamış insanlarla sınırlı kalmamıştır. O, Allah tarafından gönderilen bir elçi olarak tebliğini tamamladıktan sonra bir tarafa çekilmiş, insanlarla ilgisi kalmamış biri de değildir. O, varlıkların en üstünü olarak, hiç kimsenin ulaşamayacağı, görüşemeyeceği, muhatap olamayacağı bir yerde de değildir.

O, Kur’ân âyetinin tabiriyle, mü’minlere çok yakın, hattâ kendi canlarından da yakın bir konumdadır.

Bu tanımda zaman ve mekân ayırımı da yoktur. Dünyanın neresinde ve hangi çağda yaşarsa yaşasın, herbir mü’min için, kendisine canından daha yakın bir peygamber vardır. Bu konuda zaman ve mekân farkını abartmamak gerekir; çünkü bu dünyanın mekânı da, zamanı da pek dardır. Peygamber ile mü’minler arasındaki gönül bağı ise, ebedî âlemlerde sürüp gidecek bir muhabbet alışverişidir. Öyle bir yerden dünyaya bakınca, onun doğusu ile batısı arasında, yahut birkaç bin sene öncesi ve sonrası arasında kimse bir fark göremez.

“Canlarından daha yakın” ifadesi, mü’minlerden başkasına, abartı gibi görünebilir. Ancak Muhammed Aleyhisselâmı peygamber olarak kabul eden bir mü’minin aklı da, kalbi de, nefsi de bu ifadede zerre kadar abartı olamayacağını bilir.

Çünkü o, bir mü’min olarak, kendisinin Peygamber için ne kadar değerli olduğunu bilir.

Dünyada kendi kardeşi, anne-babası veya evlâdı için yıllar boyunca sabahlara kadar gözyaşı döken kim var?

İnsanın en yakınına bile göstermediği bu yakınlığı, o aziz Peygamber, ümmeti için göstermiş, gecelerini Rabbine ümmeti için yakararak geçirmiştir. Zaten Kur’ân da onu ümmetine çok düşkün, çok şefkatli, çok merhametli olarak tanımlar.

Buna karşılık, mü’minler de dünyanın dört bir yanından ona salât ü selâmlar gönderir.

Her an bu dünyanın minarelerinden onun adı anılır.

Naatlarda, dualarda, Allah’a sunulan en içten niyazlarda onun yâdı geçer.

Onun ve ümmetinin karşılıklı duaları, Yer ve Gökler Rabbinin dergâhında beraberce dinlenir.

Hiçbiri geri çevrilmez o duaların.

Çünkü o duaları ilham eden, onları cevaplandırandan başkası değildir.

Zaten aklın tek başına çözemeyeceği pek çok sorunun cevabı da işte burada yatar:

Niçin sevgilerin en derini gider ve gelir birbirini hiç görmemiş insanlar arasında? Niçin onun gelişinden yüzlerce sene sonra insanlar hâlâ onu canından aziz bilir? Niçin hâlâ onun adına şiirler söylenir? Dünya gözüyle görülmemiş bir sevgili niçin böylesine özlenir?

Bu sorular, bu akl ü fikrile cevaplandırılabilecek sorular değildir. Çünkü Peygamber ile ümmeti arasındaki bu benzersiz muhabbet bir alın yazısıdır ki, Yüce Yaratan, onunla her ikisini birbirine bağlamıştır.

Sonuç olarak, bu muhabbette, Peygamber ile ümmetini birbirine bağlayanın rahmeti görünür.

Çünkü muhabbet Onun rahmetinden gelir; gönüller de Onun emrindedir.

Kur’ân mü’minlere Peygamber sevgisinden bahseder.

Gönüller bu fermanı dinler.

Ve mü’minler, Allah Resulünü canlarından aziz bilir.

Artık Peygamber onlara, onlar Peygamberlerine tutkundur—hiçbir şeye tutkun olmadıkları kadar.

Yüzyılların ötesinden sâlatlar ve selâmlar gider ve gelir.

Yüzyıllar boyunca dünyanın her karışında, atmosferin her zerresinde bu salât ve selâmlar yankılanır.

Nihayet sevgililerin kavuştuğu bir ebedî âlem açılır.

Allah’ın rahmetiyle başlayan bir öykü, Allah’ın rahmetiyle biter.

Sevenler ve sevilenler, sevdirenin muhabbeti altında muratlarına ererler.

 
Hadis Okuyoruz

 

Hadis Halkalar

Siz de halkaya dahil olun.

 

Gnn Kitab

 

Yaayan Kur'an

 
GNN HADS
 
EDTRDEN SEMELER

En Sevgili

lk Hutbe

Salt, Salavt (I)

Peygamberimiz okuma yazma biliyor muydu?

O, bir nurdu

Hacer'l-Esved cennetten mi geldi?

Medine-i Mnevvere

Anlat bize Uhud

Sevdim seni

O'nu Yaamak

Seviyoruz seni

Levlake hadisi

Ho geldin Efendim
Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam
Mirac'iye
Adalet Peygamberi(s.a.v)ne
Efendimiz'i ryada grmek
Peygamberimizle bir saat konumak

Mekke Medine Fotoraflar

Peygambere ballk

  Ellerimiz elinizdedir efendim

24 saati nasl geerdi

Selam Sana Ey nebi

  Kutlu bir ocukluk hatras
Resulm  
Kutlu olsun
Ey Nebi
Efendimizi Sevmek
Selam sana Peygamberim
Sevgililer Sevgilisisin MUHAMMED
Peygamber Efendimiz'in Bir Gn
 Peygambere Sevgi ve Sayg
 Muhammed'i ok zledim
Makam- Mahmud nedir?
Nur-u Muhammed Olmadan Asla
Gl Medeniyetinin Mstesna Gl
Ad Gzel Muhammed
Ey Gzel
Canm Efendim
Senin akn