Mütercimler: Beşir eryarsoy - Dr. Halil Aldemir - Dr. İshak Aktepe - Mehmet Odabaşı - Soner Duman
İbn Hacer el-Askalânî (ö. 852/1449) tarafından yazılan Ṣaḥîḥ-i Buḫârî şerhi.
Fetḥu’l-bârî bi-şerḥi Ṣaḥîḥi’l-Buḫârî. İbn Hacer el-Askalânî’nin (ö. 852/1449) bu eseri, Ṣaḥîḥ-i Buḫârî şerhlerinin en mükemmeli olarak kabul edilmektedir. İbn Hacer Ṣaḥîḥ-i Buḫârî üzerindeki çalışmalarına, önce bu eserdeki muallak hadisleri konu alan beş ciltlik Taġlîḳu’t-taʿlîḳ’i ile başlamış ve onu 1401’de tamamlamıştır. Daha sonra büyük şerhinin mukaddimesi olan müstakil bir cilt halindeki Hedyü’s-sârî’yi kaleme almış ve bunu da 1410’da bitirmiştir. Ṣaḥîḥ-i Buḫârî hakkında bilinmesi zaruri bilgileri ihtiva eden Hedyü’s-sârî, daha ziyade el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’te hadislerin neden bölünerek (taktî‘), ihtisar edilerek ve muhtelif bahislerde tekrarlanarak verildiği, tercemelerdeki hadislerin neden senedsiz zikredildiği (ta‘lik), eserdeki nâdir (garîb) kelimelerle yazılışı aynı okunuşu farklı isim, künye, lakap ve nisbelerin hangileri olduğu, ayırıcı bir vasıf söylemeden Buhârî’nin müphem bir şekilde zikrettiği isimlerle kimleri kastettiği, Dârekutnî ile diğer münekkitlerin Buhârî’yi tenkit etmek maksadıyla ileri sürdükleri bütün görüşlerin mahiyeti ve geçerliliği, tenkit edilen Buhârî râvileri için söylenenler ile bunların isabet derecesi hakkında on ayrı bölümde geniş bilgiler vermekte, eserin sonunda Ṣaḥîḥ-i Buḫârî’nin diğer özelliklerini tanıtarak Buhârî’nin hayatını da geniş bir şekilde anlatmaktadır. İbn Hacer Fetḥu’l-bârî’yi 1414 yılında yazmaya başlamış, hadis metinlerinde büyük ölçüde el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’in Ebû Zer nüshasına bağlı kalmıştır. Esere yeni başladığı sıralarda hadisleri oldukça geniş bir şekilde şerhetmiş, fakat daha sonra orta bir yol tutmayı tercih etmiştir. Kitabını 1438’de bitirmekle beraber vefatından bir müddet öncesine kadar çeşitli ilâveler yapmaya devam etmiştir. Eserin muhtelif nüshaları arasındaki farkların en önemli sebebi budur. İbn Hacer, açıklamaya gerek gördüğü kelimelerin lugat mânasını, i‘rabını, hadisteki edebî incelikleri, fıkhî hükümleri ve bu konularda âlimler arasında mevcut olan görüş farklılıklarını ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaktadır. Özellikle şerhettiği hadisin diğer rivayetlerini tesbit etmek ve bunların sağlamlık derecesini belirtmek suretiyle hadis etrafındaki görüş ayrılıklarının kaynağına inmektedir. Mükerrer hadislerin her birini şerhederken bulunduğu konu ile ilgisi nisbetinde bilgi vermekte, ihtiva ettiği diğer hususlar için rivayetin geçtiği diğer konulara gönderme yapmaktadır.
Eserin en önemli özelliği, rivayetleri hadis tekniği açısından değerlendirmeye tâbi tutmasıdır. Şerhettiği hadisin ve onu takviye eden diğer rivayetlerin senedlerini ve metinleri arasındaki farkları çeşitli açılardan incelemesi, Ṣaḥîḥ-i Buḫârî’nin en önemli özelliklerinden biri olan tercemelerdeki muallak rivayetlerin muttasıl senedlerini tesbite gayret etmesi ve esere yöneltilen çeşitli tenkidleri cevaplandırması diğer şerhlerde görülmeyen meziyetleridir. Fetḥu’l-bârî daha sonra yazılan bütün şerhlere kaynak olmuştur. Şevkânî’den el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’e bir şerh yazması istendiği zaman “Lâ hicrete ba‘de’l-feth = Mekke fethinden sonra artık hicret yoktur” hadisiyle tevriye yaparak İbn Hacer’in bu değerli eserinden sonra başka bir Ṣaḥîḥ-i Buḫârî şerhi yazmaya gerek olmadığını anlatmak istemiştir. Fetḥu’l-bârî’nin Ebü’l-Feth Muhammed b. Hüseyin el-Merâgī (ö. 859/1455) tarafından yapılan bir muhtasarı bulunmaktadır (Kastallânî, I, 42). Fuat Sezgin, eserin bizzat İbn Hacer tarafından en-Nüket ʿalâ Ṣaḥîḥi’l-Buḫârî adıyla ihtisar edildiğini söylüyorsa da (GAS, I, 121) bu doğru değildir. Zira İbn Hacer en-Nüket’i Zerkeşî’nin et-Tenḳīḥ li-elfâẓi’l-Câmiʿi’ṣ-ṣaḥîḥ adlı eserini tenkit etmek maksadıyla yazmaya başlamış, ancak tamamlayamamıştır.
İbn Hacer eserinde gereksiz bilgi bulunmadığını söylediğine göre onu ihtisar etmeyi herhalde düşünmemiştir. Hedyü’s-sârî’nin çeşitli İslâm ülkelerinde gördüğü kabul Fetḥu’l-bârî’ye duyulan ilgiyi arttırmış, Timurlenk’in dindar oğlu Şâhruh Mirza ülkesindeki âlimlerin isteği üzerine, tıpkı diğer melikler gibi, kurduğu muhteşem kütüphane için İbn Hacer’den Fetḥu’l-bârî’nin bir nüshasını getirtmiştir. İbn Hacer, sayılan özelliklerinden başka, Hedyü’s-sârî gibi önemli ve hacimli bir eseri şerhine mukaddime olarak yazması, eserinin baştan sona kadar mükemmel bir insicam içinde bulunması, her bölümün sonunda âdeta bir döküm yaparak orada ne kadar merfû, mevkuf, muallak ve mükerrer rivayet bulunduğunu ve bu rivayetlerden hangilerinin Ṣaḥîḥ-i Müslim’de yer aldığını söylemesi vb. hususlarla eserini diğer şerhlerden daha üstün hale getirmiştir.
Fetḥu’l-bârî 1890 yılında Delhi’de taş baskısı olarak yayımlanmıştır. Hedyü’s-sârî’nin ayrı bir cilt halinde basıldığı on üç ciltlik Bulak baskısı (1300-1301) eserin en iyi neşri kabul edilmekle beraber yine de baskı hataları bulunmaktadır. Bu hatalar daha sonra Hindistan’da yapılan neşrinde Sıddîk Hasan Han tarafından gösterilmiştir. Eser 1348’de de Muhibbüddin el-Hatîb, Muhammed Fuâd Abdülbâkī, Kusay Muhibbüddin el-Hatîb tarafından hadislerin eserde geçtiği yerler gösterilmek suretiyle yayımlanmıştır (I-XIII, Kahire 1407/1986-87). Hedyü’s-sârî bu baskıların her birinde “Mukaddime” adıyla müstakil olarak basılmıştır.
-----------------
Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) sünneti, İslâm dininin ana kaynaklarından biridir. Buhârî’nin tasnif ettiği “el-Câmin’s-sahih” adlı eser, en sahih eserleri içeren bir kaynaktır. Kur’an-ı Kerîm’den sonra en güvenilir kitap olarak kabul edilmektedir. Bu bakımdan büyük önem arzetmektedir. İbn Hacer’e göre bu kitapta, toplam 9082 rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetler yaklaşık 100 ana başlık ve 4000’e yakın alt başlık altında tasnif edilmiştir.
Bu eser üzerine bir çok şerh yazılmıştır. Ancak bu şerhler içerisinde en fazla dikkati çeken, İbn Hacer el-Askalânî’nin kaleme aldığı “Fethu’l Bârî” adlı eseridir. İbn Hacer bu eseri tam 25 yılda telif etmiştir. Bitirdikten sonra da, eseri mütalaa etmiş ve zaman zaman ilavelerde bulunmuştur.
Dinimizin en önemli kaynaklarından biri olan Buharî’nin en önemli şerhi Fethu’l Bârî, muasır alimlerden Ebu Suhayb el-Adevi tarafından ihtisar edilmiştir. Buharî’deki bütün hadisleri içeren bu ihtisar, yayınevimiz tarafından dilimize kazandırılmıştır. Bu eser, sünnetin anlaşılması açısından son derece önemlidir. Okuyucuya engin bir hadis kültürünün yanı sıra, siyer, tefsir, fıkıh ve diğer konularda da geniş malumat sunmaktadır.
Karınca Yayınlarının Sitemizde Tanıtılan Kitapları |
Karınca Yayınlarının Sitemizde Tanıtılan Kitapları |