Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV
Anasayfa e Kitap Hayatı Fotoğraflar Kitaplar Linkler Ses Nükteleri Şiirler Yazılar Ziyaretçi Salavat English
Sevdim seni

 

Sevdim seni, Mâbuduma cânan diye sevdim...

Ali Oktay

22.04.2008 -Yeniasya Gazetesi

 

Bir ben değil âlem sana, hayran diye sevdim... diye başlıyor bir Peygamber aşığı şiirine ve sonra şöyle devam ediyor:

“Mahşerde nebîler bile Senden meded ister,

Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim.’’

Ne mümkün onu sevmemek? Hem de annemizden, babamızdan, eşimizden çocuğumuzdan daha fazla? Yoksa kâmil mü’min nasıl oluruz! İnsan sevdiğine bir şeyler söylemek, anlatmak istediğinde dili dolaşır, duygularını tarifte zorlanır ya. Söz sultanları da o sevgiliye muhabbetini arz ederken kelimeleri bir dantela gibi işleyip, duygularıyla süsleyip örmüşler. Buyrun Yunus’a kulak verelim:

“Canım kurban olsun senin yoluna

Adı güzel kendi güzel Muhammed

Gel şefaat eyle kemter kuluna

Adı güzel kendi güzel Muhammed.’’

Yunus böyle der de Zekai Dede gibi muhteşem bir bestekâr Beyati makamında seslenmez mi asırlar ötesinden?

“Ey risâlet tahtının şâhı cihan peygamberi

Vey nübüvvet tâcının dürrü sedefle gevheri

Zâtı pâkindir cihanın misk ü bûy-i anberi

Ey enbiyalar serveri hem evliyalar rehberi

Esselatü vesselâm ey hâdi-i cümle ümem

Essalatü vesselâm ey sahib-i lütf-u kerem.’’

Ya Seyyid Seyfullah’ın aşkına ne demeli acaba?

Bağrımdaki biten başlar Muhammed’in (a.s.m) aşkındandır.

Bu akan yaşlar Muhammed’in ( a.s.m) aşkındandır.

Hakkı Efendi gibi meded isteyenler onun dilinden şöyle yalvarıyor O Sultan’a;

Bahr-i aşkda bî kararım ya Resulallah meded

Âşık-ı bî ihtiyarım ya Resulallah meded

Hakkiya dil hastedir göster cemalin ey tabib

Bu recada muzdaribe ya Resulallah meded

Şeyh Galip ise Dellalzade Hacı İsmail’in Irak makamındaki bestesinde ise duyduğu hürmeti şöyle izhar ediyor;

Sultan-ı rüsûl şâh-ı mümeccedsin efendim

Bîçarelere devlet-i sermedsin Efendim

Divan-ı İlahide seramedsin Efendim

Menşur-i “Leamrük’’ le müeyyedsin Efendim.

Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammedsin Efendim

Hakkdan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim.

1847 yılında vefat etmiş bir hanım şair olan Leyla Hanım sevgili Peygamberinden bakın ne istiyor:

Alil-i derdi isyana devasın ya Resulallah

Bize sûy-i cinane rehnümasın ya Resulallah

Ne yüzle varacak Leyla huzura ruz-i mahşerde

Ona rahm eyle şah-ı enbiyasın ya Resulallah.

1847-1930 yılları arasında yaşamış Şeyh Erbilli Es’ad Efendi de Leyla Hanım gibi niyaz ediyor:

Yetiş imdade ey Şah-ı Risalet, rûz-ı mahşerde

Ki, derd-i bî devayı masiyyet senden şifa ister.

Sarıldım dâmen-i ihsanına ey şâfi-i ümmet,

Dahilek ya Muhammmed (a.s.m) hasta canım bir deva ister.

N’ola bir kerre şâd olsun cemâl-i bâ kemalinle,

Ki, kemter bendeniz Es’ad sana olmak feda ister.

Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi’ye de bir kulak verelim:

Vücudundur senin timsal-i hikmet ya Resulallah

Kudümün kâinata verdi nüzhet ya Resulallah

Günahkârım peşiman bir kulum gayet perişanım

Niyaz etmeyim senden şefaat ya Resulallah

Gelin bu faslı hem bir söz sultanı hemde Osmanlı Sultanı Sultan III. Ahmed Han’ın dizeleriyle bitirelim:

Zat-ı pâk-i Mustafa’ya aşıkım,

Can ile Fahr’u-l verâya aşıkım,

Muksim-i feyz-i nevadır ol şerif,

Menba-ı cûd ü atâya aşıkım.

Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Rabbimizden duâmız bizi O Sultanlar Sultanının şefaatine nail eylemesidir. Amin.

 

Mevlîd’den...

 

 

Cümle huri vü melek idüp sada

Zemzemeyle didiler kim merhaba

Merhaba ey bülbül-i bağ-ı cemâl

Merhaba ey aşinâ-yi Zü’l-Celâl

Merhaba ey can-ı bâki merhaba

Merhaba uşşaka sâki merhaba.

Merhaba ey Rahmeten li’l-âlemîn

Merhaba sensin şefî’ül-müznibîn

Merhaba ey padişah-ı dü cihan

Senin için oldu kevn ile mekân.

 

 

Süleyman Çelebi

 

 

 

Gönülden Dile...

 

 

“Ben sözlerimle Muhammed’i (a.s.m) övmüş, güzel göstermiş olmadım; aksine Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’dan bahsetmekle sözlerimi güzelleştirmiş oldum.’’ ( İmam-ı Rabbani, Mektubat, 1:58) Evet, şu söz güzeldir. Fakat onu güzelleştiren, güzellerin güzeli olan evsaf-ı Muhammediyedir.

 

Sözler, 19. Söz.